Hartum Kararı - Vikipedi

Altı Gün Savaşı'ndan kısa bir süre sonra, 19 Haziran 1967'de İsrail hükümeti, Suriye ve Mısır ile Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri'nin geri dönüşünü öngören bir barış teklifi sundu. Ancak Mısır ve Suriye, İsrail ile barışı reddetti.

1 Eylül 1967 tarihli Hartum Kararı, Altı Gün Savaşı'nın ardından Sudan'ın başkenti Hartum'da toplanan 1967 Arap Birliği Zirvesi'nin sonunda yayınlandı. Karar, (üçüncü paragrafta) "Üç Hayır" olarak bilinen sloganı içermesiyle ünlüdür: "İsrail'le barışa hayır, İsrail'i tanımaya hayır, İsrail'le müzakereye hayır!"[1]

Metin[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. Konferans, Arap devletlerinin birliğini, ortak eylem birliğini, koordinasyon ihtiyacını ve tüm farklılıkların ortadan kaldırılması ihtiyacını teyit etti. Konferanstaki krallar, cumhurbaşkanları ve diğer Arap Devlet Başkanları'nın temsilcileri, Kazablanka'daki Üçüncü Arap Zirvesi Konferansı'nda imzalanan Arap Dayanışma Şartı'nın uygulanmasıyla ülkelerinin tutumunu teyit ettiler.
  2. Konferans, işgal altındaki toprakların Arap toprakları olduğu ve bu toprakları geri almanın yükünün tüm Arap Devletleri'ne düştüğü temelinde, saldırganlığın etkilerini ortadan kaldırmak için tüm çabaların birleştirilmesi gereği üzerinde anlaşmaya varmıştır.
  3. Arap Devlet Başkanları, saldırganlığın etkilerini ortadan kaldırmak ve saldırgan İsrail güçlerinin 5 Haziran saldırısından bu yana işgal edilen Arap topraklarından çekilmesini sağlamak için uluslararası ve diplomatik düzeyde siyasi çabalarını birleştirme konusunda mutabık kalmışlardır. Bu, Arap Devletlerinin bağlı olduğu temel ilkeler çerçevesinde, yani İsrail'le barışmama, İsrail'i tanımama, İsrail'le müzakere etmeme ve Filistin halkının kendi ülkelerindeki haklarında ısrar etme ilkeleri çerçevesinde yapılacaktır.
  4. Arap Maliye, Ekonomi ve Petrol Bakanları konferansı, petrol pompalamanın askıya alınmasının savaşta bir silah olarak kullanılmasını tavsiye etti. Bununla birlikte, konuyu derinlemesine inceledikten sonra, zirve konferansı, petrolün saldırganlıktan doğrudan etkilenen Arap Devletleri'nin ekonomisini güçlendirmek için kullanılabilecek bir Arap kaynağı olduğundan dolayı, petrol pompalamanın olumlu bir silah olarak kullanılabileceği sonucuna varmıştır. Böylece bu devletler savaşta sağlam durabileceklerdir. Bu nedenle konferans, petrolün Arap hedeflerinin hizmetinde kullanılabilecek olumlu bir Arap kaynağı olması nedeniyle petrol pompalamaya devam etmeye karar verdi. Petrol, saldırganlığa maruz kalan ve dolayısıyla ekonomik kaynaklarını kaybeden Arap Devletleri'nin sağlam durmasını ve saldırganlığın etkilerini ortadan kaldırmasını sağlama çabalarına katkıda bulunabilir. Aslında, petrol üreticisi devletler, saldırıdan etkilenen devletlerin herhangi bir ekonomik baskı karşısında sağlam durmalarını sağlama çabalarına katıldılar.
  5. Konferansa katılanlar, Bağdat'taki Arap Maliye, Ekonomi ve Petrol Bakanları Konferansı'nın tavsiyesi temelinde bir Arap Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu kurmak için Kuveyt tarafından önerilen planı onayladılar.
  6. Katılımcılar, tüm olasılıklarla yüzleşmek ve askeri hazırlığı güçlendirmek için gerekli önlemleri alma gereği üzerinde anlaştılar.
  7. Konferans, Arap Devletleri'ndeki yabancı üslerin ortadan kaldırılmasını hızlandırmaya karar verdi.

Yorumlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Yorumcular, kararı sık sık Arap reddiyeciliğine bir örnek olarak sundular. Abdülazim Ramazan, Hartum kararlarının tek bir seçenek bıraktığını belirtti: "savaş".[2] Efraim Halevy, Guy Ben-Porat, Steven R. David, Julius Stone ve Ian Bremmer, Hartum Kararı'nın İsrail'in var olma hakkının reddi anlamına geldiği konusunda hemfikirler.[3][4][5][6][7] Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 242 sayılı kararında ifade edildiği gibi İsrail'in var olma hakkının kabulüne karşı mücadele etmek için Hartum Kararını bizzat onayladı.[8] Benny Morris, İsrail'in 19 Haziran 1967'de "barış karşılığında Sina ve Golan'dan vazgeçme teklifine rağmen" Arap liderlerin "bölgedeki tüm barış hareketlerini on yıl boyunca alt üst edecek cüretkar, reddedici bir platformu oluşturduğunu" yazdı.[9] UNTSO'dan Odd Bull, 1976'da hemen hemen aynı şekilde görüş bildirdi.[10]

Avi Shlaim, Arap sözcülerinin Hartum bildirilerini "resmi bir barış anlaşması yok, ancak bu durum barışın reddi değildir; doğrudan müzakere yok, bu durum üçüncü taraflar aracılığıyla konuşmayı reddetmek değildir; ve İsrail'in hukuki olarak tanınmaması, devlet olarak varlığının kabul edilmesi anlamına gelir" şeklinde yorumlayarak savundu. Shlaim, Nasır'ın Hüseyin'i İsrail ile "kapsamlı bir çözüm" aramaya çağırdığını belirterek konferansın Arap-İsrail ilişkilerinde bir dönüm noktası olduğunu belirtir.[11] Fred Khouri, "Hartum konferansı, Arap ılımlıların siyasi bir çözüm aramalarının, fethedilen toprakları karşılığında İsrail'i fiilen tanımanın ve onunla resmi barış anlaşmaları müzakere etmenin dışında önemli tavizler vermelerinin önünü açtı" iddiasında bulundu.[12]

İsrail, Ürdün ve Mısır arasındaki dolaylı müzakereler sonunda Jarring Misyonu (1967-1973) himayesinde başladı ve İsrail ile Ürdün arasında gizli ve doğrudan görüşmeler de gerçekleşti, ancak hiçbir yol anlamlı bir çözüme ulaşmayı başaramadı ve bu durum yeni bir çatışma için zemin hazırladı.[kaynak belirtilmeli]

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ "This Week in History: The Arab League Three No's". Jerusalem Post. 9 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2017. 
  2. ^ Meital (2000). "THE KHARTOUM CONFERENCE AND EGYPTIAN POLICY AFTER THE 1967 WAR: A REEXAMINATION". Middle East Journal. 54 (1): 64-82. 11 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2021. 
  3. ^ "Israel's Hamas Portfolio" (PDF). Israel Council on Foreign Relations. 25 Şubat 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2012. Indeed, twenty years later, after two successive wars, the Arab world rejected Israel's right to exist at the infamous Khartoum Conference of 196[7] – 'the three NOs': no to recognition, no to negotiation, and no to peace were uttered in response to Israel's appeal to negotiate without any preconditions. 
  4. ^ "Chapter 7: Israel, Globalization, and Peace". Global Liberalism, Local Populism: Peace and Conflict in Israel/Palestine and Northern Ireland. Syracuse, New York: Syracuse University Press. 2006. s. 145. ISBN 0-8156-3069-7. Erişim tarihi: 8 Haziran 2012. Convening in Khartoum shortly after the war, Arab states declared their refusal to negotiate with Israel or to recognize its right to exist. 
  5. ^ "Chapter 13: Existential Threats to Israel". Contemporary Israel: Domestic Politics, Foreign Policy, and Security Challenges. Boulder, Colorado: WestView Press. 2009. s. 559. ISBN 978-0-8133-4385-3. Erişim tarihi: 8 Haziran 2012. Following Israel's success, in what became known as the Six Day War, the Arab states reinforced their refusal to accept Israel's existence when, in a conference in Khartoum, Sudan, they declared they would not negotiate with Israel, make peace with Israel, or recognize its right to exist. 
  6. ^ "Chapter 39: Between Ceasefires in the Middle East". The Arab-Israeli Conflict. Princeton, New Jersey: Princeton University Press. 1975. s. 336. ISBN 0691010668. Erişim tarihi: 8 Haziran 2012. The Arab states, denying Israel's 'right to exist', continued after Khartoum to insist on 'no recognition, no negotiation, no peace', demanding complete Israeli withdrawal from 
  7. ^ "Chapter Five: The Right Side of the J Curve". The J Curve: A New Way to Understand Why Nations Rise and Fall. New York, NY: Simon & Schuster. 2006. s. 209. ISBN 0-7432-9371-1. Erişim tarihi: 8 Haziran 2012. Immediately after the Six-Day War, Arab leaders—including those of the Palestine Liberation Organization—agreed in Khartoum they would not make peace with Israel, would not negotiate with Israel, would not even recognize Israel's right to exist. 
  8. ^ The Encyclopedia of the Arab-Israeli Conflict, Vol. 1. Santa Barbara, Kaliforniya: ABC-CLIO. 2008. s. 1289. ISBN 978-1-85109-841-5. Erişim tarihi: 8 Haziran 2012. The PLO disagreed entirely with the provisions whereby Arab nations were expected to recognize Israel's right to exist, claiming that these not only ran counter to the Arab states' earlier Khartoum Summit Conference declaration but were also 'fundamentally and gravely inconsistent with the Arab character of Palestine, the essence of the Palestinian cause and the right of the Palestinian people to their homeland.' 
  9. ^ Righteous victims : a history of the Zionist-Arab conflict, 1881–1999. Vintage Books. 2001. ss. 346. ISBN 9780679744757. OCLC 234104996. 
  10. ^ War and peace in the Middle East the experiences a views of a U.N. observer. Leo Cooper. 1976. ss. 126. ISBN 9780850522266. OCLC 490839078. 
  11. ^ The iron wall : Israel and the Arab world. Penguin. 2001. ss. 258-259. ISBN 9780140288704. OCLC 59510046. 
  12. ^ The Arab-Israeli dilemma. Syracuse University Press. 1987. ss. 312-314. OCLC 634263471.