Kur'an mucizeleri - Vikipedi

Kur'an mucizeleri ya da orijinal adıyla Îcâzü'l-Kur'ân, İslam peygamberi Muhammed'in ümmi olduğu inancıyla birlikte, Kur'an'ın söz söyleme sanatı, gelecekten haber verme, yazılım zamanındaki bilimsel seviyenin çok ilerisinde bilimsel temellere dayalı alegorik anlatımlar ve ifadeler içerdiği inancıyla ileriki zamanlardaki gelişmelerin bu ifadeleri doğruladığı, dolayısıyla Kur'an'ın taklit edilemez ve insanüstü bir kaynaktan geldiğine verilen isimdir. İslam'a göre eski peygamberlere verilen mucize gösterme yetkisi Muhammed'e gelince, bu, mucize kitap şeklinde ortaya çıkar.

Kur'an'dan dayanaklar[değiştir | kaynağı değiştir]

İbrahim Peygamber'in Kral Nemrud tarafından ateşe atıldığı yer olduğuna inanılan Balıklıgöl (Şanlıurfa, Türkiye)

Kur'an'da kendisinin bir benzerinin yazılamayacağı ile ilgili dönemin Mekkeli paganlarına karşı meydan okuyucu bazı ifadeler bulunur. Eski peygamberlerle ilgili bazı anlatılar da, mucizeler üzerinden insanların inanmaları ve itaat etmeleri üzerine, ibret almak amacıyla bulunmaktadır. Kur'an'da zaman zaman aklı kullanmaya da referanslar verilir.

Kur'an'da Musa ile sihirbazların kapışması hikâyesi ile sihir ve mucize ayrılarak, sihrin sihirbazlara, mucizenin ise peygamberlere bağlantılandığına inanılır.[1]

Kur'an'daki mucize anlatıları; kesilmiş bir ineğin bacağı ile bir ölüye vurulması ve ölünün dirilmesi, Musa ve İsrailoğulları halkı için Kızıldeniz'in yarılması, Yunus'u balığın yutması ve sonra canlı olarak kavmine geri döndürülmesi, Musa ile sihirbazların kapışması, Meryem'in bâkire iken doğum yapması, İsa'nın bebek iken beşiğinde konuşması ve yetişkinliğinde ölüleri diriltmesi, İbrahim'in Nemrud tarafından mancınıkla ateşe atılması ve ateşin onu yakmaması gibi örneklerde görülebilir.

Yunus Peygamber ve balığı tasvir eden bir İslam minyatürü. (Yunus Kitabı'nda, Akdeniz'de gemiden atılıp bir balık tarafından yutulan ve Dicle'nin kenarında, Ninova'da karaya fırlatılan Yunus anlatısı, Kur'an'da da tekrarlanır.)

Bir Urfa hikâyesine göre İbrahim Peygamber, o yöredeki putları parçalar ve Kral Nemrud ile tartışır. Nemrud, bunun üzerine büyük bir mancınık yaptırır ve görkemli bir ateş yaktırır. Ardından İbrahim'i bu mancınıkla ateşe atar. Ancak İbrahim'in tanrısı, o anda ateşe vermiş olduğu bir emir ile ateşi suya, yanan odun parçalarını da balıklara çeviriverir.[2][3] Bu nedenle günümüzde Türkiye'nin Şanlıurfa ilindeki Balıklıgöl, İbrahim'in ateşe atıldığı yer olduğuna inanıldığı için, inananlarca büyük önem arz etmektedir.[4][5] Bu anlatım, İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'da da geçer: "Ey ateş! 'İbrahim için serinlik ve esenlik ol!' dedik." (Enbiyâ Suresi: 70)

İsra Suresi'nin 1. ayetinde geçen, İsra ve Miraç olayı gibi sıradan insanların tanıklık etmediği mucizeyi kasteden ifade sayılmazsa, Kur'an'da doğrudan Muhammed'in şahsına izafe edilen bir mucize yoktur. Ancak bazı ayetlerin yorumundan ve hadislerden kaynaklanan bazı mucizeler gösterilmektedir. Örneğin Ay'ın ikiye bölünmesi, Bedir Savaşı'nda meleklerin yardıma gönderilmesi, Peygamber'in ellerinden suların akıtılması, yemeklerin bereketlenmesi ve çoğalması, Peygamber'in yağmur duasının kabul olup yağmurun hemen yağması, hurma kütüğünün ağlaması, zehirlenmiş keçi etinin zehirli olduğunu haber vermesi, bir savaşta gözü çıkan sahabeye gözünü yerine koyarak şifa bulması, Peygamber'in uzun boylu birisinin yanına geldiğinde boyunun uzun olanınkiyle eşit veya ondan uzun gözükmesi vb.[6][7][8]

Çoğunlukla hadislerden ve rivayetlerden yola çıkarak Muhammed'e atfedilen yüksek sayıdaki bu ve benzeri mucize anlatımları, bazı İslamî kesimler tarafından ise şüpheyle karşılanmaktadır. Bu iddiaların tam aksine bazı İslam bilginleri, Muhammed'in diğer peygamberlerden farklı olarak herhangi somut bir mucize göstermediğini, onun tek mucizesinin eşsiz ve tüm eksiklerden münezzeh olan "Kur'an" olduğunu savunmaktadırlar.[9]

Bilimsel mucizeler[değiştir | kaynağı değiştir]

Mariner 10 sondası tarafından elde edilen, doğal renklerdeki Venüs fotoğrafı.

Kur'an, bilimsel veriler açısından incelenmiş ve bu konu ile ilgili kitap ve yayınlar önemli bir boyuta ulaşmıştır. Kur'an'ın akıl ve bilime dayalı yorumu ise Fahreddin er-Râzî ile başlatılır.[10]

İddia edilen bilimsel Kur'an mucizelerinin bir kısmı, kelime veya ayetlere geleneksel anlayışın dışında yeni anlamlar ve yorumlar yüklenmesiyle ilgilidir. Örneğin Tarık Suresi'ne ismini veren tarık kelimesi, geleneksel anlamına göre halk arasında Zühre, çoban yıldızı veya akşam yıldızı olarak da bilinen, Güneş Sistemi'ndeki bir gezegen olan Venüs'tür. Bazıları ise bu kelimeye mucizevi bir anlam yüklemiş ve onun radyo teleskopların icadı ile 1960'larda keşfedilen nötron yıldızlarını (pulsar) anlattığını ileri sürmüşler ve o şekilde tercüme etmişlerdir.[11]

Kur'an ve bilim ilişkisi, İslam dünyasında İslam-bilim ilişkisinden ayrı olarak özel bir yere sahiptir. Bazı İslamî çevreler, Kur'an'ın geçmiş ve gelecek olan her şeyi kapsadığı, dolayısıyla bilimsel gelişmeleri ihmal edemeyeceği düşüncesinden hareketle Kur'an'ın değişik ilmi keşif ve gelişmelere işaret eden anlatımlar barındırdığına ve bu durumun mucize oluşuna vurgu yaparlarken, bazı yazarlar da Kur'an ayetlerini bilimsel verilerle yorumlamayı filoloji, retorik ve inanç açısından sakıncalı bulmuştur.[12] Bazı araştırmacılar ise Kur'an'ın geneline bakıldığında kendisine bir bilim kitabı denilemeyeceğini, ancak bazı ayetlerinin bilimsel verilerle oldukça ilişkili olduğunu ve hatta mucizevi olduğunu söylemektedirler.[13]

Evrenin sonu[değiştir | kaynağı değiştir]

Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilen bu görüntü, her biri milyarlarca yıldızdan oluşan mevcut teknoloji ile görülebilen en uzak gökadalardan bazılarını göstermektedir. Şekildeki noktaların her biri birer gökadadır.

Güneş dürülüp karardığında, yıldızlar dökülüp söndüğünde, dağlar sökülüp yürütüldüğünde, doğuracak develer başı boş bırakıldığında, yabani hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde, denizler kaynatıldığında... (Tekvir Suresi: 1-6)

Kur'an'da bahsi geçen gök cisimleri Güneş, Ay ve yıldızlardan ibarettir. Kur'an'da Tekvir, Mülk ve Cin gibi bazı surelerde kıyamet vaktindeki bazı sahneler anlatılır.

Tefsir geleneği, Tekvir Suresi'nin ilk altı ayetindeki ifadeleri şöyle yorumlamıştır: Güneş'in dürülüp kararması, bir yıldız olan Güneş'in ömrünün sonuna gelmesini ve ışığını ile enerjisini kaybetmesini; yıldızların dökülüp sönmesi, kıyamette kozmik sistem bozulunca yıldızların birbirine çarparak ve yörüngelerinden kayarak mevcut düzen ve işlevlerini kaybedeceklerini, dolayısıyla uzay boşluğuna saçılacaklarını; dağların sökülüp yürütülmesi, yerkürede meydana gelecek olan şiddetli sarsıntının bir sonucu olarak dağların parçalanmasını ve yerlerinden kopup dağılmasını; son olarak da denizlerin kaynatılması, kıyametin aşırı şiddetli sarsıntısı sonucunda yerkürede meydana gelecek olan volkanik patlaklardan ve derin çatlaklardan dışarı püsküren magmanın deniz sularını ısıtıp kaynatmasını veya dağların parçalanmasının doğal bir sonucu olarak denizlerin birbirine karışıp tek deniz hâline gelmesini anlatmaktadır.[14]

Evrenin genişlemesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Evrenin genişlediğini gösteren temsilî bir çizim.

Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz biz genişletmekteyiz.[15] (Zariyat Suresi: 47)

Kur'an'da Zariyat Suresi'nin 47. ayetinde ''genişletmekteyiz'' ifadesinin bulunduğu ve dolayısıyla bunun evrenin genişlediğini ifade ettiği söylenir.[16] Bu ayetin fiziksel anlamda evrenin genişlemesiyle ilgili olduğunu İbni Zeyd gibi çeşitli sahabeler de belirtmektedir.[17] Ancak bu ayetin tercümesi konusunda alternatif yorumlar da bulunmaktadır.[18] Örneğin bazı İslam bilginleri, bu ayeti "bizim her şeye gücümüz yeter", "biz genişleticiyiz", "biz büyük kudrete sahibiz", "biz genişlik ve kudret sahibiyiz", "onu devamlı genişletiyoruz" gibi çeşitli ifadelerle tercüme etmektedir.[18]

Tefsir ve meal terimlerinin önde gelen isimlerinden olarak kabul edilen, Cumhuriyet Dönemi âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır (1878-1942), bu ayeti "...şüphe yok ki biz çok vüs'a malikiz."[19] diye çevirmiştir.[18] Yazır'ın burada kullandığı vüs'a kelimesinin de Arapçada "kuvvet" değil, "genişlik" anlamına geldiği söylenmektedir.[20] Ancak Elmalılı Hamdi Yazır'dan daha eski ve dilde daha otoriter kabul edilen, Fahreddin Er Razi, Kadı Beydavi, İbni Kesir ve Zadu-l Mesir Tefsirleri de, bu ayetin fiziksel olarak evrenin genişlemesiyle ilgili olduğunu belirterek ''göğü genişletiyoruz'' anlamında olabileceğini belirtmişlerdir.[21]

Bazı İslam akademisyenleri, evrenin genişlediğinin bilinmediği ve durağan olduğunun düşünüldüğü zamanlarda, çevirmenlerin bu ayetin ikinci kısmını güç ve kudret olarak tercih ettiklerini, dolayısıyla genişlemek ifadesinin rafa kaldırıldığını, ancak 20. yüzyıldaki bilimsel gelişmelerle birlikte evrenin genişlediğinin artık ispatlandığını ve ayetin doğrulayıcı ve mucizevi olduğunu söylemektedirler.[22]

Embriyonik gelişim[değiştir | kaynağı değiştir]

Yedi haftalık bir insan embriyosu görseli. Mü'minun Suresi 14. ayette geçen alaka (pıhtı) ve mudga (çiğnenmiş et) kelimeleri, Kur'an mucizesine inananlar için olağanüstüdür.

Kur'an'da insanın anne karnındaki embriyonik gelişim aşamaları ile ilgili bazı ifadelerin bulunduğu söylenir:

Andolsun, biz insanı süzme çamurdan yarattık. Sonra onu az bir su (meni) hâlinde sağlam bir karargâha yerleştirdik. Sonra bu az suyu "alaka" (pıhtı) haline getirdik. Alakayı da "mudga" (çiğnenmiş et) yaptık. Bu mudgayı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet, onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir! (Mü'minun Suresi: 12-14)

Kur'an'ın bu ve diğer bazı ayetlerinden onun, organların gelişim sırasını verdiği iddiaları da öne sürülmüştür. Bu ifadeler bazı kesimler tarafından mucize olarak değerlendirilirken; karşıt görüşte olanlara göre ise, verilen bilgilerin yanlış olmasının yanında Antik Roma'dan Galen (129-216) gibi bilginlerin kendi zamanlarındaki bilgi seviyelerine göre ifade ettikleri düşüncelere dayanmaktadırlar.[23]

Anne karnındaki katmanlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Zümer Suresi'nin 6. ayetinde, embriyonun da içinde bulunduğu anne karnındaki katmanlardan bahsedildiği söylenir.[24]

O, sizi bir tek nefisten yaratmış, sonra ondan eşini de var etmiştir. Hayvanlardan da sizin için sekiz eş lütfetti. Sizi annelerinizin karnında üç karanlık içinde türlü yaratılış safhalarından geçirerek yaratmaktadır. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah’tır. Hükümranlık O’nundur, O'ndan başka Tanrı yoktur. Buna rağmen nasıl olup da hakikatten uzaklaşabiliyorsunuz? (Zümer Suresi: 6)

Buna göre, ayette geçen üç karanlık ifadesi, anne karnındaki üç katmanı ifade etmektedir. İlk katman, amniyon ve koryon zarının birleşmesi sonucu olan tek zar, yani bebeği saran ilk tabakadır. İkinci katman, rahim duvarıdır (uterine wall). Üçüncü katman ise karın (abdominal) duvarıdır. Günümüzde, kadın doğum uzmanı olan hekimler, sezaryen yaptıklarında bu üç katmanı görürler. Ayrıca, karın içindeki organlara hiçbir fotonun ulaşmaması, yani orada hiçbir ışığın olmaması ve tamamen karanlık bir ortam olmasının, ayetteki üç karanlık ifadesini tasdik ettiği söylenir ve Kur'an mucizesine inananalar için bu durum oldukça etkileyicidir.[25]

İlgili ayette geçtiği söylenen rahim duvarı (uterine wall) ve kadın üreme organının diğer bölümleri.

Demirin indirilmesi[değiştir | kaynağı değiştir]

Elektrolizle arıtılmış saflıkta demir parçaları ve karşılaştırmak için 1 cm3 hacminde demirden bir küp parçası.

...Bir de demiri indirdik ki, onda büyük bir güç ve insanlar için yararlar vardır... (Hadid Suresi: 25)

Dünya'nın ilk evrimsel aşamalarında gerçekleşen ağır metallerin dış uzaydan Dünya üzerine çökmesi ve yığılması, Dünya'da oluşması mümkün olmayan bu elementlere Dünya'nın sahip olduğu bilgisi ile Hadid Suresi'nin 25. ayeti arasında bağlantı kurulur.

Bazıları, ilgili ayette geçen, bundan başka birçok ayette de geçen ve "indirmek" anlamına gelen "enzelna" kelimesinin, gerçek anlamı olan indirmek dışında "bahşetmek", "yaratmak", "ikram etmek" gibi anlamları olduğunu da söylerler.[26]

Meninin karışım olması[değiştir | kaynağı değiştir]

İnsan menisi

Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık. (İnsan Suresi: 2)

Erkek üreme sisteminde, ejakülasyon (boşalma) sırasında penisten çıkan, içerisinde erkek üreme hücresi olan spermleri bulunduran beyaz, yoğun ve yapışkan sıvıya meni denir. Meni, erkek memeliler tarafından üremek için üretilen, spermleri içinde barındıran organik bir sıvıdır. Kadın üreme hücresini döllemek üzere erkek cinsel organlarında (testisler) üretilir ve cinsel ilişki sırasında, ilgili adalelerin kasılması sonucunda ulaşılan orgazm ve devamında gelen boşalma ile birlikte vajinanın içine bırakılır.[27][28]

İnsan Suresi'nin 2. ayetinde karışım hâlindeki meni sıvısından bahsedildiği söylenmektedir. Meninin içerisinde sitrik asit, prostaglandin, flavin, askorbik asit (C vitamini), ergotionein, fruktoz, fosforilkolin, kolesterol, fosfolipit, fibrinolizin, çinko, asit fosfataz (ACP), hiyaluronidaz ve spermler gibi birçok ayrı bileşen bulunmaktadır.[29] Müslüman görüşe göre bu ayet, başka birçok ayette de geçen ve "su" olarak bahsedilen meni sıvısının bir karışım olduğunu, içerisinde belli bileşenlerin bulunduğunu açık bir şekilde söylemekte ve Kur'an'ın mucizeliğini ortaya çıkarmaktadır.[30]

Döllenme[değiştir | kaynağı değiştir]

Bir sperm hücresi, bir yumurta hücresini döllemek üzereyken.

İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder? O, dökülen meniden az bir su değil miydi? (Kıyâmet Suresi: 36-37)[31]

Buna göre 37. ayette, insanın meninin içindeki az bir miktar olduğu ifade edilmektedir. Ayette geçen nutfe kelimesi, Arapçada bir kova boşaltılınca dibinde kalan çok ufak miktardaki sıvıyı ifade etmek için de kullanılır. İfade edilen görüşlere göre ise, bu kelime, insanın meninin hepsinden değil, meninin içindeki çok ufak bir parçadan yaratıldığını söylemektedir.[32]

Cinsel ilişki sonucunda gerçekleşen boşalma işleminde açığa çıkan meni, 100 milyon ile 200 milyon arası sperm barındırır. Dişi yumurtayı ise bu yüz milyonlarca spermden yalnızca bir tanesi döller. Bu bilimsel ifadeden yola çıkan Kur'an yorumcuları, ayetin buna işaret ettiğini söylemektedirler.[32]

Bal arılarının işlevi[değiştir | kaynağı değiştir]

Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin. Sonra meyvelerin hepsinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir." Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet (bal) çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için bir ibret vardır. (Nahl Suresi: 68-69)[33][34]

Kovana polen taşıyan bir bal arısı

Bal arısı, Kur'an'da ismi geçen hayvanlardan biridir. Kur'an'da adı geçen diğer hayvan türlerinden biraz farklı olarak ele alındığı düşünülmektedir. Çünkü bazı İslam araştırmacılarına göre, surede geçen bal arısının doğadaki işlevinden (kovanlar ve bal üretimi) ve insanlara olan yararlarından üstü açık bir şekilde bahsedilmesi, onun bu suredeki ve dolayısıyla pek çok sureye nazaran güçlü önemini göstermektedir.[35][36]

İslam tefsir geleneğine göre, suredeki arıya yapması ilham edilen ve "evler / yuvalar" olarak belirtilen şeyler, bal arılarının ağaç kovukları gibi uygun doğal mekânlarda veya insanların özel olarak hazırladığı kovanlarda kendi ürünleriyle oluşturdukları petekler ve her petekte bulunan altıgen şeklindeki gözcüklerdir.[37]

Bal yapmak için çeşitli çiçeklerden polen toplayan bir bal arısı

69. ayetin başında gelen "meyvelerin hepsinden ye" ve "(yaylım) yollarına gir" deyimleriyle de arıların, balın ham maddesi olan nektar maddesini ve çiçek tozunu (polen) toplayarak bunları hem kendi tüketimleri için, hem de bal ve balmumu yapmak için değerlendirdiklerinin belirtildiği söylenir. Ayrıca tozlaşma olayından bahsedildiği de eklenmektedir.[37]

Arıların karnından çıkan, çeşitli renklerde olduğu belirtilen ve şerbet olarak anılmış olan maddenin de bal olduğu konusunda hemen hemen tüm araştırmacılar hemfikirdir.[38]

Kimi araştırmacılar, suredeki bu durumu Kur'an'ın mucizelerinden biri olarak görmekte ve iddia etmektedirler. Konuyla ilgili belirtilen görüşlere göre, surede bal arısının işlevleri anlatıldığı sırada Arapçadaki dişilik takısı kullanılmış ve Kur'an, bu takıyla birlikte balı yapanların dişi bal arıları olduğunu belirtmiştir.[39] Bu durumun, bugün bilinen şekliyle bal üreten arılar, yani işçi arılar olarak adlandırılan ve tamamının dişilerden oluştuğu arı grubunu ifade ettiği belirtilmektedir.[36][39]

Ayrıca ilgili ayette geçen "Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir" ifadesi; 1940'larda tespit edilen, arıların genellikle güneşin konumundan yararlanarak yönlerini ayarlamalarına, ayrıca rüzgârın yönü, dünyanın manyetik alanı gibi başka imkânlardan da yararlanmalarına, kovan üzerinde daire veya 8 çizerek birbirlerine yol tarif ettiklerine, ya da "arıların dansına" dayandırılmaktadır.[37][40]

Gelecekten haber verme[değiştir | kaynağı değiştir]

Kur'an'ın geleceğe dair haber verdiği ve bunun açık bir mucize olduğu ile ilgili yazılar bulunmaktadır. Bazıları Muhammed'in ümmi oluşundan hareketle Kur'an'da anlatılan geçmiş ümmetlerin hikâyelerini de gaybdan haber verme mucizesi ile ilişkilendirmişlerdir. Bu konuda verilen en net örnek, Rum Suresi'nin ilk ayetlerinde bahsedilen, Rumların (Bizans) yakın bir zamanda galip geleceği ile ilgili ifadelerdir. Bunun dışında başka ifadeler de vardır.

Romalıların yenilgisi ve zaferi[değiştir | kaynağı değiştir]

Bizans ve Sasani arasında, 611-624 arasında gerçekleşen; Suriye, Anadolu, Ermenistan ve Mezopotamya'yı kapsayan karşılıklı saldırılar.

Rumlar, yakın bir yerde (yeryüzünün en alçak yerinde) yenilgiye uğradılar. Fakat onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde (3 ilâ 9 yıl içinde) galip gelecekler. Bundan önce de sonra da emir Allah'ındır. O gün Allah'ın (Rumlara) zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. (Rum Suresi: 2-5)[41]

Peygamber Muhammed'in İslam dinine çağrı yapmaya başladığı sıralarda, o dönemin en güçlü ve en büyük iki devleti olan Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu, çoğunlukla Orta Doğu'da olmak üzere birbirleriyle savaş hâlindeydiler. Zerdüştlük inancına sahip olan, yani ateşe tapan ve Mekkeli paganların o dönemki inançlarına yakın olan Sasaniler, savaşın ilk başlarında Hristiyan (ehl-i kitap) olan, yani Müslümanlar gibi tek bir Tanrı'ya inanan Bizanslıları mağlup etmişlerdi.[42]

İslam kaynaklarına göre, kendileri gibi putperest olan Sasanilerin bu zaferine sevinen Mekkeli müşrikler, Müslümanların ilahlarının putperestlere kaybettiğini, kendilerinin de Müslümanlara karşı galip geleceğini söyleyip alay etmişlerdi. İlk beş ayet de, bu olaya ve daha sonra Bizanslıların Sasanilere karşı zafer kazanacağına işaret etmektedir.

Herakleios komutasındaki Bizans ordusu ile II. Hüsrev komutasındaki Sasani ordusunu gösteren bir tasvir.

Daha sonraki yıllarda, Bizans ordusu Sasanilere karşı art arda zaferler kazandı, işgal edilen topraklarını geri aldı, 627 yılı sonunda Sasanilerin ana ordusunu Ninova'da kesin yenilgiye uğrattı ve İmparator Herakleios, Sasani kenti Dastagird'e girmeyi başardı. Kısa süre sonra da Sasani hükümdarı II. Hüsrev, tahtından indirilip öldürüldü.[43] Yaşanan tüm bu olaylar üzerine Müslümanlar, Bizanslıların putperest Sasanilere karşı galip geldiğini duyduklarında, hem kendi kutsal kitaplarının verdiği bu haberin doğru çıkmasının, hem ehl-i kitap komşuları olan Bizans'ın zaferinin, hem de kendi yaşadıkları başka başarıların sevincini yaşadılar.[44][45]

Bu durum birçok Müslüman tarafından Kur'an'ın geleceğe dair bir mucizesi olarak görülmektedir. Savunulan görüşe göre Muhammed, savaşın ileride herhangi bir yılda gerçekleşeceğini değil, 3 ilâ 9 yıl içinde cereyan edeceğini söylemiştir. Zira surenin 4. ayetinde savaşın gerçekleşeceği zamanı belirlemek için kullanılan ve "birkaç yıl içinde" şeklinde çevrilen bıd' ifadesi, Arap dilinde 10 sayısını aşmayan azlığı ve daha çok 3-9 arası sayıları ifade etmek üzere kullanılır.[46] Bu süre zarfında böyle bir olayın gerçekleşmemesi durumunda Muhammed'in itibarını kaybedeceği, ona karşı olan güvenin sarsılacağı ve birçok kişinin İslam'a inanmaktan vazgeçeceği, ayrıca böyle bir öngörüde bulunmanın tüm sistemi tehlikeye atmak demek olduğu ve yersiz bir cesaret isteyeceği söylenir.[47] Çünkü savaşın ilk başlarında Sasanilerin Bizanslılara vurduğu ağır darbelerden dolayı, Bizans'ın böyle kısa bir sürede toparlanıp zafer kazanmasının pek mümkün olmadığı inancı vardı.[47]

Ebu Leheb ve karısı[değiştir | kaynağı değiştir]

Ebu Leheb'in elleri kurusun. Zaten kurudu. Ona ne malı fayda verdi, ne de kazandığı. O, alevli bir ateşe girecektir. Sırtında odun taşıyarak karısı da (o ateşe girecektir); boynunda bükülmüş hurma liflerinden bir ip olduğu hâlde. (Tebbet Suresi: 1-5)

Tebbet Suresi, yaşayan bir insan hakkında inmiş tek suredir. Sure, Muhammed'in amcası Ebu Leheb üzerine inmiştir. Söylenenlere göre Peygamber Muhammed'in mesajına inanmayarak kendisine muhalefet olanların başında, amcası Ebu Leheb ve karısı Ümmü Cemil geliyordu. Ebu Leheb ve karısı, Muhammed'e muhalefet olmakla kalmıyor; kendisine türlü türlü eziyetler yapmaktan, örneğin Muhammed'in geçeceği yollara dikenler sermekten, pisliklerini onun evinin önüne gelişigüzel atmaktan veya evlerini taşlamaktan kaçınmıyorlardı. Bu nedenlerle sure, tamamen Ebu Leheb ve karısının aleyhine indirilen beddua ayetlerini içermektedir.

Tebbet Suresi, Müslümanlar için mucizevi bir özelliktedir. Çünkü anlatımlara göre Ebu Leheb, bu sure indikten sonra 4-5 yıl daha yaşadı ve iman etmedi. Eğer Ebu Leheb sonradan Müslüman olsaydı veya bu Kur'an ayetlerini yalanlamak için Müslüman olduğuna dair bir rol yapsaydı, birçok kişinin aklını bulandıracak, Kur'an ayetlerini yalancı durumuna getirecek ve insanların Muhammed'e olan inancını ve güvenini kıracaktı. Ancak, Ebu Leheb'in Müslüman rolü dahi yapmadığı ve inançsız bir şekilde öldüğü söylenmektedir.[47]

Mekke'nin fethedileceği[değiştir | kaynağı değiştir]

Andolsun; Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a muhakkak gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi. (Fetih Suresi: 27)

Fetih Suresi'nin 27. ayetinin, Müslümanların yakın zamanda Mescid-i Haram'a güven içinde gireceklerini ve Mekke'nin Müslüman kontrolüne gireceğini işaret ettiği konusunda ortak bir görüş vardır. Anlatımlara göre Muhammed, rüyasında Mekke'ye gireceklerini görür ve Allah da onun bu rüyasını tasdik eder. Fetihten önce inen bu sure, 10 Ocak 630'da Mekke'nin Müslümanlar tarafından fethedilmesi ile doğrulanır.[48]

Sayısal mucizeler[değiştir | kaynağı değiştir]

Kur'an'da yer alan sure ve ayetlerin sıralanmasına dayalı rakamlar, ayetler veya ayet parçalarını oluşturan sözcüklerden Ebced hesabına göre elde edilen rakamsal değerlerle, Kur'an'ın geleceği veya ulaşılan bilimsel seviyeleri önceden haber verdiği tezi üzerinden mucize oluşu iddiaları vardır. Bu iddialarda kullanılan diğer parametreler; Kur'an'daki kelime tekrarları, mukattaa harfler (29 surenin başında yer alan ve sadece harflerden oluşan ayetler) veya besmelenin harfleri gibi harflerin tekrarları ve yan yana bir araya gelen harflerden çıkarılan yeni anlamlar ve şifre iddialarıdır. Bu değerlendirmelerin bazı çarpıtmalar içerdiği de karşı iddialar arasında yer almaktadır.[49]

Ayrıca bazı dini kişiliklerin de bu tür şifreci yaklaşımlara karşı çıktıkları görülmektedir.[50] Örneğin ilahiyatçı Mustafa İslamoğlu, bu tarz savlara ve iddialar üzerine, "Böyle bir yönelişin amacı Kitab'a uyma değil, kitabına uydurmadır. Kur'an'ın ne söylediğini anlamak değil, Kur'an'a söylemediğini zorla söyletmektir." demiştir.[51]

19 sistemi[değiştir | kaynağı değiştir]

19 sistemi görüşü, güncel metinler üzerinde yapılan bir çalışmayla Kur'an metninin 19 sayısının tam katları üzerine tasarlandığını ve bu sistemin kanıtlaması üzerinden de Kur'an'ın birtakım değişikliklerden korunarak günümüze kadar korunduğunu savunan bir tezdir. Bu sayı sisteminin dayanağı olarak Müddessir Suresi'nin 30. ayeti gösterilir:[52]

Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır. (Müddessir Suresi: 30)

Bu tezin savunucuları, 14 asırdır anlamları anlaşılmayan başlangıç harf setlerinin de bu sistem yoluyla açıklandığı kanaatindedirler.[kaynak belirtilmeli]

Bu tez, 1974 yılında Mısırlı yazar Reşad Halife tarafından yayımlanmıştır. Bu tezin öğretilerine örnek olarak;

  • Besmele'nin 19 harften oluştuğu ve besmelenin Kur'an'da 114 (196) defa geçmesi
  • Kur'an'daki toplam sure sayısının 114 (196) olması,

verilebilir.[53]

Ayrıca, 19'dan söz eden 74. surenin vahyinden tam 19x74 Kamerî yıl sonra 1974 yılında ortaya çıkması, "gizlenen" diye anılan bu surenin ilk iki ayetini oluşturan ilk cümlesinin tam 19 harf olup ebced değerinin 1974 olması ve son olarak, onu keşfeden Reşad Halife'nin adının kök türevlerinin Kur'an'da tam 19 kez geçmesi ilginçtir.[54]

Tez yayımlandığı yıllarda İslam dünyasında büyük ilgi görse de, 1985'te Reşad Halife, bu sisteme uymadığı gerekçesiyle Tevbe Suresi'nin, günümüz mushaflarının hemen hepsinde ayet olarak yazılan 128 ve 129 sıralı cümlelerinin ayet olmadığını, kitabın yazımından sonra insanlar tarafından eklendiğini iddia etti. Bu iddiası İslam dünyasında büyük tepki çekti.

Edebi açıdan eşsizlik[değiştir | kaynağı değiştir]

Muhammed, ikiye böldüğü Ay'ı işaret ediyor. (16. yüzyıl minyatürü)

Kur'an'da Kamer Suresi'nin ilk ayetinde geçen, muallakat şairlerinden İmruʾu’l-Kays'ın şiirinde de kullanılan "Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı" ifadesi[55] ve bağlantılı rivayetler, Muhammed'in bir gece bir işaretiyle Ay'ın gökyüzünde ikiye ayırıp tekrar birleştirerek büyük mucizelerinden birisini gösterdiği inancının Müslümanlar arasında yerleşmesine yol açmıştır.[56]

Kur'an'ın edebi üstünlüğüne de örnek gösterilen şiirsel ifadeler, aynı zamanda bu ifadelerin kaynağı açısından da tartışmalara yol açmıştır.[55] Kur'an'ın, Allah hakkında söylenen bir cümlenin hemen ardından Allah'ın konuşmacı olduğu başka bir cümlenin gelmesi (Nahl: 81, Neml: 61, Lokman: 9 ve Münafikun: 10 gibi), kafiye ihtiyaçlarından kaynaklanan kelimeler kullanılması (Hakka: 31, Müddessir: 3), aynı nedenle nadir kelimelerin ve yeni formların kullanımı (Meryem: 8, 9, 11, 16) gibi dil özelliklerine dikkat çekilmiştir.[57]

Eleştiriler ve iddialar[değiştir | kaynağı değiştir]

Alman oryantalist Theodor Nöldeke, Kur'an metnini dikkatsiz ve kusurlu olmakla eleştirdi ve sözü edilen dilsel kusurlara dikkat çekti. Onun bu argümanına Müslüman bilgin Muhammed Mohar Ali, "Kur'an ve Oryantalistler" adlı kitabında karşı çıktı.[58] Diğer oryantalist bilginler Friedrich Schwally ve John Wansbrough, Nöldeke'ye benzer bir görüşe sahiptiler.

Bazı yazarlar, Muhammed'in okuma yazma bilmediği inancını sorguladılar. İrlandalı akademisyen Malise Ruthven, konu hakkında "Muhammed'in okuma yazma bilmemesi gerçeği, İslam öncesi büyük şairler de okuma yazma bilmedikleri için, Kur'an'ın mucizevi kökeninin hiçbir şekilde kanıtını oluşturmaz." demiştir.[59]

Amerikalı araştırmacı Francis Edward Peters ise şöyle yazmıştır: "Mekke'nin bu küçük tüccarının nerede şiir yapmayı öğrendiğini bilmiyoruz... Çoğu sözlü şair ve kesinlikle en iyileri, okuma yazma bilmiyordu."[60]

Diğerleri ise, Muhammed'in şiirleri ödünç aldığına veya Kur'an'ın başka bir dilden Arapçaya çevrildiğine inanmaktadırlar.[61]

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Edip Yüksel. Mesaj - Kur'an Çevirisi. 20:65-69 
  2. ^ Haber, Hürriyet. "Asırlardır dilden dile aktarılan Balıklıgöl efsanesi / Şanlıurfa". Hürriyet. 24 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mayıs 2022. 
  3. ^ "NEMRUD". TDV İslâm Ansiklopedisi. 30 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2022. 
  4. ^ "Gezilecek Yerler - Balıklıgöl". Türkiye Kültür Portalı. 12 Ekim 2017. 13 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2022. 
  5. ^ "Balıklıgöl'ün Tarihçesi | Kültür-Sanat". sanliurfa63.com. 19 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2022. 
  6. ^ "Peygamber Efendimizin Mucizeleri - Dinimiz İslam". dinimizislam.com. 26 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mayıs 2022. 
  7. ^ "Hz. Muhammed (S.A.V)'in 10 Mucizesi!". Haberler.com. 23 Ocak 2016. Erişim tarihi: 17 Mayıs 2022. [ölü/kırık bağlantı]
  8. ^ Mynet. "Hz. Muhammed'in 10 mucizesi! Ay ikiye bölündü ve..." Mynet Haber. 29 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2022. 
  9. ^ "Peygamberimizin Kur'an'dan başka mucizesi var mıdır? | Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır". YouTube. 27 Eylül 2016. 6 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2022. 
  10. ^ "al-Razi, Fakhr al-Din (1149-1209)". www.muslimphilosophy.com. 26 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2022. 
  11. ^ "TÂRIK 3 meali | TÂRIK Suresi 3. âyet-i kerimesi meâlleri". web.archive.org. 29 Kasım 2014. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2022. 
  12. ^ Demir, Şehmus. Kur’an’ın Bilimsel Veriler Işığında Yorumlanmasına Eleştirel Bir Yaklaşım (PDF). 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 19 Mayıs 2022. 
  13. ^ Bilim ve İnanç Ekseninde Evrim Teorisi / Örsan Kunter Öymen ve Caner Taslaman'ın Evrim Tartışması 20 Mayıs 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (15 Ağustos 2021). Erişim tarihi: 20 Mayıs 2022
  14. ^ "Tekvîr Suresi 1-13. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri Başkanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 16 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2022. 
  15. ^ "Zâriyât Suresi 47-49. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri BaşKanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 1 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2022. 
  16. ^ "Zâriyât Suresi 47-49. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri Başkanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 16 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2022. 
  17. ^ Ez Zadu-l Mesir Tefsiri, Zariyat 47 Ayetin tefsiri, İbni Zeyd'in böyle Tefsir ettiğini belirtir. 14 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2023. 
  18. ^ a b c "Zâriyât Suresi 47. Ayet". www.kuranmeali.com. 13 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2022. 
  19. ^ "Vüs ne demek? – Ansiklopedi". www.eansiklopedi.com. 28 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2022. 
  20. ^ "Ayette, biz onu genişleteniz, genişleticiyiz demek için "ve nahnu lehu mustevziun" denilmesi gerekmez miydi? » Sorularla İslamiyet". Sorularla İslamiyet. 4 Ocak 2016. 5 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2022. 
  21. ^ ilgili eserlere buradan ulaşılabilir. 14 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2023. 
  22. ^ Zariyat Suresi ve Evrenin Genişlemesi - Caner Taslaman 19 Mayıs 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (21 Aralık 2015), Erişim tarihi: 19 Mayıs 2022
  23. ^ "Embryology in Qur'an". www.islam101.com. 2 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2022. 
  24. ^ "Zümer Suresi 5-6. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri Başkanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 4 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2022. 
  25. ^ "İnsanın 3 katmanlı karanlık içinde yaratılışı: Embriyonun bir yaratılıştan başka yaratılışa geçirilerek insan haline getirilmesi!". kuranmucizeler.com. 5 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2022. 
  26. ^ ""Demiri biz indirdik..." ayetini açıklar mısınız? Demir uzaydan mı indirilmiştir?". Sorularla İslamiyet. 11 Eylül 2009. 20 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2022. 
  27. ^ Tepeler, Doç. Dr. Abdulkadir. "Meni Nedir?". 27 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2022. 
  28. ^ Cedden, Prof. Dr. Fatih. Sperm Sıvısı ve Sperm Sıvısının Bileşimi (PDF). 30 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Mayıs 2022. 
  29. ^ Kur'an: Hiç Tükenmeyen Mucize. İstanbul Yayınevi. 2013. s. 183. Erişim tarihi: 26 Haziran 2022. [ölü/kırık bağlantı]
  30. ^ "Meni Bir Karışımdır". www.sorgulayanmusluman.com. 10 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Haziran 2022. 
  31. ^ "Kıyamet Suresi 37. ayeti ve meali | Kuran ve Meali". www.kuranvemeali.com. 13 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Haziran 2022. 
  32. ^ a b Kur'an: Hiç Tükenmeyen Mucize. İstanbul Yayınevi. 2013. s. 185. Erişim tarihi: 26 Haziran 2022. [ölü/kırık bağlantı]
  33. ^ "Nahl Suresi 68. ayeti ve meali | Kuran ve Meali". www.kuranvemeali.com. 24 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. 
  34. ^ "Nahl Suresi 69. ayeti ve meali | Kuran ve Meali". www.kuranvemeali.com. 24 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. 
  35. ^ "Bal arısı ve Kur'an mucizesi". kuranmucizeler.com. 12 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. 
  36. ^ a b "Kur'an'da Hayvanlar Üzerinden Anlatımlar - Prof. Dr. Caner Taslaman". YouTube. 20 Ağustos 2017. 17 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. 
  37. ^ a b c "Nahl Suresi 68-69. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri Başkanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 29 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. 
  38. ^ "Nahl Sûresi 68. ayeti ve tefsiri | Kuran ve Meali". www.kuranvemeali.com. 4 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. 
  39. ^ a b Kur'an: Hiç Tükenmeyen Mucize. İstanbul Yayınevi. 2013. ss. 162-170. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. [ölü/kırık bağlantı]
  40. ^ "Arıların Dansı ve Arılarda Demokrasi: Arılar Neden Dans Eder ve Arı Demokrasisinden Neler Öğrenebiliriz?". Evrim Ağacı. 4 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2022. 
  41. ^ "Rûm Suresi 2-6. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri Başkanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 26 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2022. 
  42. ^ "Bizans-Sasani Savaşı ve Müslümanların Yükselişi (MS 602-628)". web.archive.org. Nereye. 25 Ocak 2022. 26 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2022. 
  43. ^ Norwich, John Julius (1997). A Short History of Byzantium (İngilizce). Vintage Books. ISBN 978-0-679-77269-9. 20 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2022. 
  44. ^ Kur'an-ı Kerim Meali, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2006.
  45. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; :04 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  46. ^ "Rûm Suresi 2-6. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri BaşKanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 9 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2022. 
  47. ^ a b c Kur'an: Hiç Tükenmeyen Mucize. İstanbul Yayınevi. 2019. s. 254. Erişim tarihi: 23 Haziran 2022. [ölü/kırık bağlantı]
  48. ^ "Fetih Suresi 27. Ayet Tefsiri - Diyanet İşleri BaşKanlığı". kuran.diyanet.gov.tr. 12 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Haziran 2022. 
  49. ^ Yazçiçek, Ramazan (2004). Bilgi Değeri Açısından Cefr ve Ebced - Harfler ve Rakamlar Metafiziği, Milel ve Nihal, s. 75-114. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2022.
  50. ^ "ÇAĞDAŞ HURUFİLİK YA DA ŞİFRECİLİK | İsmail Hakkı Altuntaş". web.archive.org. 28 Nisan 2017. 28 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2022. 
  51. ^ "Kur'an şifre değil, ilâhî bir inşa projesidir – Mustafa İslamoğlu". 13 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2022. 
  52. ^ "Müddessir Suresi 30. Ayet Meali (74:30)". www.kuranmeali.net. 21 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2022. 
  53. ^ "Appendix 1 of the Authorized English translation of Quran by Rashad Khalifa, Ph.D." 24 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  54. ^ "Ana Sayfa". 19.org Türkçe. 10 Ocak 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2022. 
  55. ^ a b "Well, Did Muhammad Not Copy Some Verses Of The Qur'an From Imru'l Qais?". www.islamic-awareness.org. 31 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2022. 
  56. ^ "KUR'AN'DA "AY'IN YARILMASI" MUCİZESİ - Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK". web.archive.org. 25 Mart 2020. 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2022. 
  57. ^ "KORAN - JewishEncyclopedia.com". jewishencyclopedia.com. 29 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2022. 
  58. ^ Muhammad Mohar (2004). The Qur'an and the Orientalists. Jamiat Ihyaa Minhaaj al-Sunnah (JIMAS), Ipswich, United Kingdom. 0954036972.
  59. ^ {{Kitap kaynağı|soyadı=Ruthven|ad=Malise|başlık=Islam in the world|url=https://archive.org/details/islaminworld0000ruth_c4c4%7Cyıl=2006%7Cyayıncı=Oxford University Press|isbn=0195305035|sayfalar=32|basım=3.3
  60. ^ Peters, F. E. (2010). Jesus and Muhammad : parallel tracks, parallel lives. Oxford University Press. ss. 82. ISBN 978-0199747467. 
  61. ^ Gabriel, Richard A. (2007). Muhammad: Islam's First Great General. University of Oklahoma Press. ss. xxvi. ISBN 978-0806138602.